Gidion’ un Düğümü Tiyatro
Evet dün gittiğimiz tiyatrodan size biraz bahsetmek isterim. Aslında malumunuz söz konusu sağlık şartlarında gidip gitmeme konusunda kararsızlık yaşasak da sonunda yine son bir defa gitmekte karar kıldık. Uzunca bir süre sanırım tiyatroya ve topluluk etkinliklerine ara vereceğiz. Herşeyden önce çok farklı bir konunun ele alındığını söyleyebilirim. Konu bir ilkokulda geçiyor. Aslında tiyatro çerçevesinde farklı olsa da aslında toplumsal açıdan bakarsak olumsuz sonuçlar doğurabilecek kapasitede önemli olan ve özellikle ilkokul yıllarını kapsayan, öğrencilerin birbirleri arasında zorbalık olarak adlandırdıkları durumu konu alan bir oyun.
İçinde çıkarım yapılabilecek çok yönlü düşünce yapıları da mevcut. Yanlış, aslında kimin için yanlış? Çocukta ya da genel değerlendirirsek insanda kötü olarak kabul edilen gerçekten kötü müdür yoksa yoruma açık mıdır. Belki de durumu düzeltmek için alınan kararlar aslında durumu daha da zora sokmak dışında bir sonuca bağlanmıyor?
Aslında düşünmeden yorumlananların altında daha derin ve anlaşılmaya değer sorunsallar mevcut. Çocukken bile kendini gösterebilecek farklı duygudurumları… Sadece iki karakterle, atılan tiratların yoğunluğunda fırtınalı bir duygu trafiği…
Henüz ilkokul çağında olan oğlunu kaybetmiş, nereye nefretini haykıracağını, öfkesini kimden çıkaracağını bilemeyen, çok geç bile olsa oğlunun yaşadıklarını, okul çevresini, oradaki konumunu, öğretmeninin ona olan yaklaşımını, belki de intiharına sebep olmuş olan yazının içeriğini, sevdiklerini, sevmediklerini, çocuklar arası ilişkiyi ve bu sona gelinmesinin her türlü gizli saklı kalmış nedenini anlamaya çalışan bir anne…
Çocukları anlamaya çalışırken, kalıplaşmış doğruların gölgesinde öğrencileri korumaya ve onları bu doğrultuda eğitmeye çalışan, verdiği kararları da bu doğrultuda çizen, iyi niyetli ama kararları sorgulanabilecek bir öğretmen… Farklı olanın yanlış kabul edilmesi, çocukların tektipleştirilip hayatlarına o şekilde devam etmelerinin gerekliliği ve birbirlerinin aynı, hiçbir aykırılık taşımayan ve aynılaştırılmış bireylerin varlığının yararsızlığı eleştiriler arasında diyebiliriz. Farklı fikirlerin, farklı kaleme alınmış yazıların, farklı renklerde çizilmiş resimlerin aslında hayatı güzelleştirdiği ve zenginleştirdiği öngörülebilir. Bu durumda herkesi tektipleştirmeden farklıyı çoğaltıp hayatı zenginleştirmek çok daha verimli olacaktır.
Konuyu bu doğrultuda ele alınca aslında eğitim sistemine olan inceden eleştiriyi de görmemek imkansızlaşıyor.
Her kayıp geride kalanın kalbinin kapalı olan bir bölümünü açar derler. Oyun, son sahnede yitirilmek üzere olan on beş senelik arkadaş olmuş masum bir kediden de söz edince dokunmadığı kalp bırakmamış oldu. Oyun bitince gözyaşlarını tutamayan çok kişi gördüm.
Yalnız bu defa geçen sefer aksini görüp gerçekten çok üzüldüğüm ayakta alkışlama konusunda insanların daha ılımlı olduğunu görüp rahatladım. Salonda, oyundan sonra ayakta alkışlayan daha fazla insan vardı. Bu da tiyatrocuların görmekten en keyif aldıkları hatta hakları olan görüntüyü görmüş oldukları anlamına geliyor ki bu gerçekten sevindirici ve insanlarla alakalı umut verici.
Kategori: Genel