”ADI AYLİN” AYŞE KULİN
Başından sonuna kadar hızla ve merakla okuduğum, geçmişte yaşanan her şeyi detayıyla hayal edecek kadar net anlatımlı bu kitabı çok sevdim. Ana karakterin ve onun dünyasındaki herkesin gerçekten yaşamış olması ve hatta bu insanların ulaşılabilecek seviyede tanıdık ve tarihsel yansımaları olan kişiler olması hikayeyi kesinlikle daha derin ve kusursuz kılıyor.
Aylin. Güzellikte ablasının gölgesinde kalmış cılız, uzun, çok dikkat çekmeyen bir kızken yıllar içinde farklı bir hayat görüşüne ve kendini geliştirmedeki beceri ve açık fikirliliğine borçlu olarak müthiş alımlı, çekici ve kültürlü bir kadın haline gelmesinin tarihçesini okuyoruz Ayşe Kulin’ in bu kitabında.
Öyle bir kadın düşünün ki kimsenin hayal dahi edemeyeceği bir kariyer sarmalına sahip olsun. Peki bu sarmalda kaybolmamak mümkün müydü? Bir insan donanmlarından sıyrılmayı bir anda düşünebilir mi? Peki bu döngüden çıkmak başka bir döngüye girmek mi anlamına geliyor?
Hayatının ilk yıllarında mankenlik okulundaki kariyerini aniden kesmeye karar verip doktor olma yoluna girmek, başarılı bir psikiyatrist olup çok aranan bir terapist olma konumundan anında asker lik yoluna girmek ve orada da en az doktorluk kadar iyi bir kariyerle geri dönmek… Tüm bunlar olurken her birinde ayrı yaşam enerjisi ve tecrübe edineceği dört evlilik…
Bir kadının birden fazla ve bambaşka kostümlerle sayılı zamanı, bir insan hayatı kadar kısa vakti olabildiğince dolu ve renkli geçirmesi… Birçoğumuz birçok kişiyi aynı anda olmak isteriz, hayat sahnesinden birden fazla baş rolü aynı anda oynamak isteriz ama bunu çok az sayıda kadın, hatta çok az sayıda insan gerçekleştirebilir.
Herşeyden önce bir kadın olarak başka bir kadının hikayesinden hiç bu kadar etkilenmemiştim, hayranlıkla okudum. Ve insan kendine bu kadar güvenirken ve adeta bütün dünyaya meydan okuyacak seviyede özbenliğini merkezine koyarken birilerinin düzenini bozmaması, birilerinin canını sıkmaması düşünülebilir miydi?
Başarılı ve dürüst bir psikiyastrist ve asker olarak, kendi doğru bildiğini yapma düsturu bazen kaygan zeminde yürümeye benzese de bu düsturdan vazgeçmeyecek bir duruşa sahip olmak da cabası.
Belki de Aylin, bu düsturundan vazgeçmek istememesinin bedelini ödemiştir kim bilir?…
Kategori: Kitap Tavsiyeleri